Mekke’de nâzil olmuş olup 8 âyettir. Medine’de indirildiği de nakl edilir. Sûre adını ilk âyetinden almıştır. İnsanların geçici dünya menfaatlerine hücum etmelerinin mânasızlığı, böyle yapmanın kendilerini, yaratılışın esas ve yüksek gâyelerinden alıkoyacağı bildirilir.
Mekke’de indirilmiştir, 11 âyettir. Kıyametin bir sıfatı olan ve ilk âyetinde geçen kelime, sûreye isim olmuştur. Kıyametin dehşetini ve iyilerle kötülerin âkıbetlerini beyan eder.
Mekke’de indirilmiş olup 11 âyettir. Sûrenin ilk âyetinde geçen ve “cihad meydanında nefes nefese koşan atlar” mânasına gelen el-Âdiyât kelimesi, ona isim olmuştur. İnsanlarda yaygın bazı karakterler vurgulanarak, sinelerde saklı olan şeylerin bile açığa çıkarılacağı mahşer günü hatırlatılır, insanın o güne göre kendisini ayarlaması ders verilir.
Medine’de indirilmiş olan bu sûre 8 âyettir. Mekke’de nâzil olduğunu kabul edenler de vardır. Sûre adını, birinci âyetinde geçen fiilin masdarından almıştır. “Deprem” mânasına gelmektedir. Kıyametten hemen önce gelecek olan şiddetli depremden, daha sonra bütün ölülerin kabirlerinden çıkıp hesap vereceklerinden bahseder.
Medine’de indirilmiş olup 8 âyettir. Adını ilk âyetinde geçen el-Beyyine (açık ve kesin delil) kelimesinden almıştır. Bu sûre-i celîle Ehl-i kitabın Hz. Peygamber (a.s.)’ın risaleti karşısındaki tutumlarını, Allahı tek İlah tanıyarak O’na halis ibadet etmenin gerekliliğini, müminlerle kâfirlerin âhiretteki durumlarını beyan eder.
Mekke’de nâzil olmuştur, 5 âyettir. Adını ilk âyette geçen Leyleti’l-Kadr, yani “Kadir gecesi” kelimesinden almıştır. Kadir: “Mevki, şeref, değer, azamet” mânalarına gelir. Kur’ân’ın vahyinin başlangıcından ve o gecenin büyük fazilet ve bereketinden, o gece kâinatı kaplayan ilâhî esenlikten bahseder.
Nübüvvetin başlangıcında Mekke’de indirilmiş olan bu sûre 19 âyettir. Bu sûre-i celilenin ilk beş âyeti, Kur’ân-ı Kerîm’den ilk nâzil olan kısmını teşkil eder. Sûre adını 2. âyette geçen el-alak kelimesinden almıştır. Bu kelime, “yapışkan, asılıp tutunan şey” demek olup, bundan maksat insanın, ana rahminin cidarına yapışan döllenmiş bir hücreden yaratıldığını hatırlatmaktır.
Mekke’de indirilmiş olup 8 âyettir. Bu sûre, adını ilk âyetinden almıştır. Allah Teâlâ bu sûrede insan nev’ini bütün yaratıkların en şereflisi kıldığını ve insanın âhirette Allah’ın huzurunda dünya hayatında yaptıklarından hesap vereceğini bildirmektedir.
Mekke’de nâzil olmuş olup 8 âyettir. Bu sûre adını ilk âyetinde geçen bir kelimeden almıştır. Allah Teâlâ’nın, Resulünün kalbini ferahlandırmasını ifade eden bu neşrah kelimesi sûrenin esas konusunu teşkil etmektedir. Çok ağır olup, onun belini çatırdatan risalet ve tebliğ meşakkati, Allah’ın ihsanı ile hafiflemiştir. Hz. Peygamber (a.s.)’a tâbi olarak tebliğ ve hakka hizmet vazifesini devam […]
Mekke’de nâzil olan bu sûre 11 âyettir. Adını ilk âyetinde geçen duhâ kelimesinden almıştır. Duhâ, güneşin kuşluk vaktindeki parlak hali ile ortalığa verdiği aydınlığa denir. Hz. Peygamber aleyhisselamın şahsiyetinden, Allah’ın ona lütfettiği dünya ve âhiret nimetlerinden bahsedip onun, bunlara olan şükrünü ilan etmesini hatırlatır.
Mekke’de indirilmiştir, 21 âyettir. Sûre adını ilk âyetinde geçip “gece” anlamına gelen “Leyl” kelimesinden almıştır. İnsanın gayret göstermesi, makbul bir hayat geçirmesi için yapması gereken işler, iyilerin ve kötülerin âhiretteki âkıbetleri anlatılır.
Mekke’de indirilmiş olup 15 âyettir. Adını ilk âyetinde geçip “Güneş” anlamına gelen “şems” kelimesinden almıştır. Bu sûre, insanın hayra ve şerre kabiliyetli yaratılmış olduğunu bildirip iradesini iyiye kullanmaya teşvik eder, küfür yolunu seçenlerin fecî âkıbetlerine, Semûd halkını misal getirir.
Mekke’de indirilmiş olan bu sûre 20 âyettir. Sûre, adını birinci âyetinden almıştır. Muayyen bir şehir mânasına gelen el-Beled’den maksadın Mekke olduğu müfessirler tarafından ifade edilmektedir. Allah Teâlânın insana olan nimetleri, kudretinin eserleri hatırlatılarak insanlar ölümden sonraki dirilişe, birbirlerine şefkate ve yardımlaşmaya dâvet edilirler.
Mekke’de indirilmiş olan bu sûre 30 ayettir. Bu sûre adını, birinci ayetinde geçen ve “Sabah aydınlığı” mânasına gelen Fecr kelimesinden almıştır. Allah Teâlânın elçilerini yalancı sayan bazı toplulukların fecî âkıbetleri, Allah’ın kullarını imtihan etmesindeki hikmet ve neticede, âhirette müminlerle kâfirlerin karşılaşacakları durumlar bildirilir.
Mekke’de nâzil olmuştur, 26 ayettir. Bu sûre adını ilk ayetinde geçen kelimeden almıştır. Gâşiye: “Kaplayan, saran” demek olup korkusuyla bütün insanları sarıp kapladığı için, kıyametin sıfatlarından biri olmuştur. Kıyamet günü kâfirlerin karşılaşacakları meşakkatlerle müminlerin tadacakları mutluluktan sonra Allah’ın kâinatta tezahür eden üstün kudret ve hikmetinin bazı delilleri üzerinde tefekküre dâvet eder.
Mekke’de nâzil olmuş olup, 19 ayettir. Sûre adını, birinci ayette Allah Teâlâ’nın sıfatı olarak geçen ve “Pek Yüce” anlamına gelen Â’lâ kelimesinden almıştır. Bu sûrede Allah’ın kudreti ve birliği, Hz. Peygambere gelen vahiy ve bir de bazı güzel öğütler yer almaktadır.
Mekke’de nâzil olmuştur. 17 ayettir. Sûrenin esas konusu, ölümden sonraki diriliştir. Sûre, adını ilk ayette geçen “Târık” kelimesinden almıştır.
Mekke’de indirilmiştir, 22 âyettir. İlk âyetinde Allah Teâlâ burçlar ve sistemlerle dolu gökyüzüne dikkat çekmektedir. Bürûc: “burçlar” anlamına gelir. Bu sûre, müşriklerin işkence ve baskılarına karşı müminleri sabra teşvik etmekte, onların maneviyatlarını kuvvetlendirmekte, daha önce Allah’ın elçilerine karşı koyan nice saltanatların devrildiği gibi, Kur’ân’ın dâveti karşısında da muhaliflerin tutunamayacaklarına işaret etmektedir.
Mekke’de indirilmiş olup 25 ayettir. Sûre, adını ilk ayetinde geçen fiilin masdarından almıştır. İnşikak; “Göğün yarılıp parçalanması” anlamında kullanılmaktadır. Sûreden maksat, Allah’ın üstün kudretini hatırlatıp insanları uyarmak, kâinatı yoktan yaratan kudretin haşri gerçekleştirmesinin pek kolay olduğunu vurgulamaktır. Bismillâhirrahmânirrahîm. 1 – Gök yarıldığı zaman… 2 – Ve hep yapageldiği gibi, Rabbinin buyruğunu dinlediği zaman… 3 – […]
Mekke döneminin sonunda nâzil olan bu sûre 36 âyettir. Adını ilk âyetinden almıştır. İşlerini dürüst yapmayan, ölçüsüne tartısına hile karıştıranların istikbaldeki kötü âkıbetlerini, dürüst insanların ise önem ve kıymetlerini ve kendilerine verilecek mükâfatları bildirir.