Mekke’de nâzil olmuştur, 19 ayettir. Birinci ayetinde geçen infatarat fiilinin masdarı, sûrenin ismi olmuştur. “Göklerin yarılıp parçalanması” anlamına gelir. Bu sûrenin de gayesi, bir önceki sûre gibi âhirette dünyadaki işlerin karşılığının görüleceğini kesin bir tarzda bildirmektir.
Mekke’de nâzil olmuş olup 29 ayettir. İlk ayette geçen kuvviret kelimesinin masdar şekli, Sûreye isim olmuştur. Yuvarlak bir cismi dürmek, devirmek, yuvarlamak, herhangi bir şeyi yuvarlak bir cisme sarmak, dolamak veya ışığını giderip köreltmek anlamlarına gelir. Sûrenin esas hedefi insanların ölümden sonra dirilip dünyada işlediklerinin hesabını vereceklerini bildirmektir.
80 – ABESE SÛRESİ Mekke’de nâzil olan bu sûre 42 ayettir. Adını ilk ayetinde geçen kelimeden almıştır. Sûrenin baş tarafı, Allah’ın dininin tebliğinde bütün insanların eşit konumda olduğunu ve tebliğin bazı prensiplerini vurgular. İkinci kısmı ise Allah Teâlânın üstün kudret ve hikmetinin bazı eserleri üzerinde insanları düşünmeye dâvet eder.
Mekke’de indirilmiştir, 46 ayettir. Âhiret hayatını inkâr edenleri uyarırken, inkârcı Firavun’u dünyadaki muazzam saltanatının kurtaramadığı hatırlatılır. Daha sonra yüce Allah’ın kâinattaki bir kısım önemli icraatı gözler önüne serilerek Onun üstün kudretiyle ölüleri dirilteceği vurgulanır.
Mekke’de inmiş olup 40 ayettir. Sûre, adını ikinci ayetinde geçen en Nebe’ul-azim’den almıştır. Bu da “Mühim haber” anlamına gelmektedir. Bundan maksat, ölümden sonra diriliş ve âhiret hayatıdır. Sûrede önce, kâfirlerin bu gerçeği inkâr ettikleri bildirilir. Arkasından Yüce Allah’ın yaratıcı kudretinin kâinattaki muazzam icraatından misaller verilerek O’nun üstün kudreti ispatlanır. Daha sonra bu işleri yapanın âhiret […]
Mekke’de inmiş olup 50 âyettir. Sûre, adını ilk âyetinden alır. Sûrenin ilk âyetlerinde, kâinattaki birtakım önemli işlere ve onları yerine getiren melâikeye dikkat çekilir. Allah’ın üstün kudretine deliller getirilir. Bu üstün kudret sahibinin, insanları diriltmeye de kadir olduğu vurgulanır. Dini ve âhireti yalan sayanların fecî âkıbetleri tekrar tekrar ihtar edilir.
Medine’de nâzil olduğuna dair rivayet bulunmakla birlikte çoğunluğun tercihine göre Mekke’de inmiştir, 31 âyettir. Sûrenin ilk âyetinde insan kelimesi geçmekte olup, sûrenin temel konusu, insanın kemâle ermesi, faziletli insanın başlıca vasıfları ve âhirette göreceği mükâfatlardır.
Mekke’de inmiştir, 40 âyettir. Bu sûre adını, ilk âyetinde adı geçip bütün sûrenin konusunu teşkil eden kıyamet kavramından almıştır. Aklî, hissî ve psikolojik yollarla kıyamet gerçeği ispatlanır ve buna inanmayanların sorumlulukları vurgulanır.
Mekke’de risaletin başlangıcında inen sûrelerden olup 56 âyettir. Sûre adını ilk âyetinde geçen kelimeden almıştır. Müddessir: “örtüsüne bürünmüş” demek olup bununla birinci derecede Hz. Peygamber (a.s.) kasd edilmektedir. Bu sûre nübüvvet yolunun tebliğ ve irşad görevinden, hak dinin karşısına çıkan bazı kişilerin vasıflarından, bunların âhirette çekecekleri azaptan bahseder.
Kur’ân-ı Kerîm’in ilk inen sûrelerindendir. 20 âyettir. Adını birinci âyetteki hitaptan almıştır. Müzzemmil: “elbisesine bürünmüş” demek olup genellikle bununla Hz. Peygamber (a.s.)’a hitap edildiği şeklinde tefsir edilir. Bu sûrede Hz. Peygamberin ve ona tâbi olarak müminlerin gece ibadetleri ile feyizlenmeleri, tevhid, tevekkül, teslimiyet sırrı ve bu dini yalan sayanların fecî âkıbetleri bildirilir.
Mekke’de inmiştir, 28 âyettir. Adını, konusu olan cinlerden almıştır. Sûrenin baş tarafında cinlerden Kur’ân dinleyip iman edenlerin bazı açıklamaları, ikinci kısmında Kur’ân vahyinin kesinliği vurgulanır.
Mekke’de inmiştir, 28 âyettir. Adını konusu olan Hz. Nûh (a.s.)’ın tebliğinden almıştır. Hz. Nûh’un, halkını irşad etmesi, fakat onlardan çoğunun yüz çevirmesi neticesinde onların helâki, müminlerin felahı için yaptığı dua nakledilir.
Mekke’de inmiş olup 44 âyettir. Adını 3. âyetten almıştır. Zi’l-meâric: Yüceler yücesi, “dereceler ve makamlar sahibi” demektir. Sûre Mekke kâfirlerinin âhireti inkârları ve Hz. Peygamberi yalancı saymalarını reddetmeyi esas konu edinmiştir. Bismillâhirrahmânirrahîm. 1 – Biri çıkıp, gelecek azabı sordu. [22,47; 38,16] Bir kısım müfessirler “azabı sordu” anlamı verirken diğer bir kısmı ise, Seele fiilinin öteki […]
Mekke’de inmiş olup 52 âyettir. Adını ilk âyetten almıştır. Hâkka: “Kesin gerçek, vuku bulması muhakkak olan kıyamet” anlamına gelir. Sûrenin birinci kısmında daha önce yaşamış ümmetlerden peygamberleri yalancı sayanların âkıbetleri, ikinci kısımda ise Kur’ân’ın Allah’ın sözü olup Hz. Peygamberin müşriklerin iddialarından berî olduğu ispatlanır.
Mekke’de inmiş olup 52 âyettir. Adını 1. ayette geçen el-Kalem’den almıştır. Bu sûre Hz. Peygamber aleyhinde müşriklerin ileri sürdükleri bazı iddiaları çürütüp onun nübüvvetini ispatlar. Bunun başlıca delilinin, onun mükemmel ahlâkı olduğunu vurgular. Gerçekten hayat boyunca güzel ahlâkın bütün dallarında mükemmel olmak, pek büyük bir mûcizedir. Ayrıca inkâr ve nankörlüğün sonucu, bahçe sahiplerinin kıssası ile […]
Mekke’de inmiştir. 30 âyettir. Adını başlangıç kısmında geçen ve Allah’ın kâinatı yaratıp yönetmesinde kendisini gösteren mülkünden, yani hakimiyetinden bahsetmesinden alır.
Medine’de inmiş olup 12 âyettir. Adını sûrenin baş kısmındaki konudan almıştır.
Medine’de inmiş olup 12 âyettir. Adını, sûrenin ilk bölümüne konu teşkil eden talak (boşama) hükmünden almıştır. Esas itibariyle Bakara sûresinde bildirilen aile hukukunun bazı konularına burada tamamlayıcı hüküm getirilmektedir.
Medine’de inmiş olup 18 âyettir. Adını 9. âyette geçen yevmu’t-tegâbûn’den almıştır. Teğabün günü, kusur işleyen insanın günahlarının farkına varıp dünyada iken aldandığını kabul ettiği gündür.
Medine’de inmiş olup 11 âyettir. Sûre, adını esas konusundan almıştır. Münafıkların iki yüzlülüklerini, içlerinden müminlerin felâketlerini istedikleri halde onların yüzlerine gülmelerini bildirip müminleri uyarır.